Bu antolojide bir araya getirdiğim otuz iki şairin yüz bir şiiri sanırım yirminci yüzyıl İngiliz şiirini bütün özellikleriyle tanıtm a ya yeterli değildir. H er şeyden önce, şiir çevirisinin güçlüğü böyle bir yetkinliği engelleyen başlıca etken. Buna bir de bu işe girişen kişinin kendi sınırlılığını eklerseniz, böyle bir derlem enin eksik likleri ve fazlalıkları daha da kolay anlaşılır. Amacım İngiliz Edebiyatı öğrencileri için eksiksiz bir ders kitabı hazırlam ak de ğildi. D aha çok şiir severlerin Ahırda Koyun Kokan Kız Amcık çekebilecek şiirleri çevirinin olanakları içinde sunmayı denedim. A m a bu eksiklikleriyle de edebiyat öğrencilerinin işine yarayacak bir şeyler ortaya koyabil- dimse, bundan büyük bir mutluluk duyacağımı da açıklamalıyım. Konuyla ilgilenen okurların bu antolojinin bu alanda yalnızca bir ilk adım olduğunu anlayacaklarına inanıyorum. H er antoloji gibi bunun da birçok eksikleri Ahırda Koyun Kokan Kız Amcık. Böylece yüzyılın değişik dönem lerinde doğmuş kimi şairleri sınırlı sayıda şiirleriyle tanıtm a fırsatı bulmuş olduk. Bu eklerin dışında W. Önce şiir vardı. H er ulusal edebiyat gibi İngiliz edebiyatının başlangıç dönem inde de şiir önde gelen edebiyat türüydü. Bu ege menlik 5. M odern İngilizcenin oluştuğu A ncak Spenser, Sidney, Shakespeare ve bu şa irlerin öbür çağdaşlarının gerçekleştirdikleri Bu atılım, çağına ters düşmeyen E lbette ki, toplumsal değişmelerin yarattığı sarsıntılara, getirdiği sorunlara ve kültür hayatında yol açtığı yozlaşmaya kayıtsız kalmayan şairler de yok değildi. W ords w orth, M athew A rnold, Ruskin gibi şair ve yazarlar zaman zaman sanatsız, edebiyatsız, özellikle de şiirsiz bir toplum un barbarlaş maya yargılı olduğunu değişik biçimlerde açıklamışlardı. Ancak yabancılaşmayı bir yazgı olarak benimseyen yaygın bir sanat anla yışına karşı bu sınırlı tepkilerin olumlu bir sonuç alması düşünüle mezdi. Şairler sanayileşmeyle ortaya çıkan m etropollerdeki ger çekleri algılayacak bir duyarlıktan yoksun kalmışlar, bu yüzden m anzara ressam ları gibi bir düş dünyasının güzellikleriyle kendi lerini avutm a yolunu seçmişlerdi. Örneğin, on dokuzuncu yüzyıl İngiliz şiirinde Baudelaire gibi çağının gerçeklerini yoğun bir öfke ve tiksintiyle dile getirebilen çağdaş bir şair yoktu. Eliot gibi iki Am erikalı şair gerçekleştirdi. Ezra Pound, T. Şiiir dilinde açık-seçikli- ğe, özgür koşuk ritim leri kullanarak organik bütünlük sağlamaya önem veren imgecilik anlayışı her konunun şiirde işlenebileceği, rom antiklerin süslü şiir dilinden kaçınarak gündelik konuşm a di linin benimsenmesi gerektiğini öne sürüyordu. Lawrence, Wallece Stevens, M arianne M oore, e. Bu şairlerin yanı sıra dilin yenileşmesi için deneylere girişen bir de önemli romancı vardı Jam es Joyce. Bu gelenek özellikle Latin kültüründen kaynaklanan bir mirasla besleniyordu. Bu yararlanm a ya da etkilenm e örneklerinde, İngiliz şiiri için belirleyici etken Baudelaire, Laforgue ve öbür simgeci Fransız şa irleri oldu. Bu örneklerden esinlenerek konuşm a dilini özgür ko şuğun da esnekliğinden yararlanarak şiire sokan Pound ve Eliot gibi şairler, çağdaş şehir yaşantısının şiire malzeme olmasını sağ ladılar. Bu şair sanat hayati. Pound ve Eliot gündelik ko nuşma dilini benim sem ekle birlikte, kolay anlaşılan bir şiir yazmı yorlardı. Konuşm a dili onlar için sadece çağdaş yaşantının ritm i ni elde etm ek için yararlanılan anlatım yollarından biriydi. Zengin kültür birikimleri şiirlerinde anlaşılması güç gönderm elere ve çağ rışımlara yol açıyordu. Ancak A uden sözcüğünü ettiği kesimin insanlarıyla yeterince özdeşleşemediği için hem kendisinin, hem de etkisi altında kalan çağdaşlarının si yasal sorunları işlemeleri küçük burjuva aydınlarının sosyalizmle kısa süren bir serüveni olm aktan öteye gidemedi. MacNiece hiçbir zaman A uden kadar çarpıcı olmadığı gibi, siyasal görüşlere yer verdiği şiirlerinde de çağdaşlarından çok daha içten davranan bir şairdi. Enright, D onald Davie ve Thom Gunn gibi bazı genç şairlerle adı bu şairlerle birlikte anılmaya başlanan Ted Hughes yeni bir akımın sözcüleri olarak değerlendirildiler. Adlarım 50'lerde duyuran bu yeni şairler yazarlık hayatlarını hâlâ sürdürdüklerine göre, onlar için kesin bir yargıya varmak güçtür. Larkin gösterişsiz taşra yaşantılarını gerçekleşm e miş aşkları, çıkılmamış yolculukları, yarım kalmış mutlulukları büyük bir incelikle, şöyle bir değinip geçercesine dile getiriyor şiirlerinde. Thom G unn çağdaş hayatın şiddetini meşin ceketli, motosikletli delikanlıların çatışmalarında metafiziksel şairlere öz gü bir oyuna dönüştürerek yansılıyor. Ted Hughes ise aynı şidde ti daha kanlı canlı bir dünyanın yaratıklarını karşı karşıya getire rek duyuruyor okura.
H er şeyin Hem en açıklanması gerekiyorm uş, Kimmişiz, neciymişiz, nereden geliyormuşuz, Amacımız neymiş, kimin adına, Kime karşı çalışıyormuşuz. Kand Cannibal Yamyam Cannibal filminde yamyamlar oynuyordu. Kırık, gürleyen köpüklerden bir gökkubbe, Biçimsiz acılarıyla, Kayaları ikiye ayıran ve yabanıl - deniz Yarı yolda, yanan renkli ışık yolunu aşıyor. Karanlık havanın içinden yapış yapış tatlı Yağıyor üstümüze umarsızlığın boğucu kokusu; Birtakım biçimlere giriyor karanlık havada : Leoparın mırıltısı, ayak sesi koca ayının, Baş sallayan maymunun tokadı ve sırtlan bekliyorlar Gülmeyi, gülmeyi, gülmeyi. Bib Bible Kutsal kitap Bible kornayi çal…kutsal kitap okunurken kimse uyumasin. Kai Caramel Karamel Karamel çikolataya girince kendimi çok mutlu hissediyorum.
Related papers
Annem ve babam eve eşyaları yerleştirirken ben köyde biraz dolaştım. Kız ve gelinler ayrılarak Ermenilerce götürüldüler. 27 erkek, 12 kadın ve 18 çocuk toplam 57 kişi koyun boğazlar gibi acımasızca şehit edildiler. Globallesen diinyada. Bazı evlerin ahırları olduğu gördüm. Yine burada Erzurumlu Osman diye bir arkadaşımız var- dı. Besinci bolumde koyun sanayi ve ticari yapisi ele almdi,. Her ahırda tane inek, koyun vardı. Ağacın üzerinde çok güzel renkli bir kuş gördüm. O da Güneşli meydanda koyun besiciliği yapıyor- du. Kalebumu koyunun kulturu, gecmisten bugune karsilastirmah olarak incelendi.Külrengi ölüm ülkesinin yurttaşları askerler Pay almazlar zamanın yarınlarından. Geldi işte C ehennem Zebanileri. O na göre şiirdeki boşluk olasılığı simgeler ve benlik, bu olasılığa biraz da kendini unutarak sarılır. Idikvinsi Adhesive Yapiskan Adi sivri uçlu yapiskani çöpe attim. Büyük bir kalabalık görüyorum, halka olmuş dönüyorlar. Sonra, duygusuz, işaretler verildi ve bir lamba Göz kırptı hareket mem uruna. Kaptin Captivity Tutsaklik Kap Tweety kusunu kafesinden onu tutsakliktan kurtar. Bakm ak zorunda mıyım gün battıktan sonra, Çimenlere, yola, pencere kenarına çekilmiş yataktan, Bahçe duvarının üstünde göz kırpan cam kırığına, Ay ışığında bir yumuşayıp, bir katılaşan gölgelere? Açtım kapıları Teslimiyet adına. Aluminyim Always Her zaman Al Veysel'i yanina her zaman-ona bak.. Alfibet Already Çoktan Alir adi markayi-çoktan pisman olur. Bir perde gibi kaçtı deniz, ah acımasız ışık Kuruyup büzülen ne varsa açığa çıkaran! Briçiz Breed Yetistirmek Bir Edirne fidesi yetistirmek istiyorum. Biliyorum, sen bir düş sanıyordun bunu, oysa oradaydık biz. Sorular, sorular. Ibandin Abase Asagilamak Abes isler yapmaya devam edersen daha çok asagilanirsin. Ç öktük fenerin başına, gürültü içimize işledi, Ve nalları altında böyle atların bir ölümü özledik Toprağın her zerresinin yelesi ve toynağı varmış gibi. Hieronym o çıldırdı gene. Eyl Alert Tetikte Al erteledigin izni-tetikte bekleyen askere ver. Dizlerine sarılıyorlar, Güçlü oğulları yatağının, Diz çöküp edindiğin; doğurduğun diz çöküp; Öldüklerinde, diz çöküp yaslarını tuttuğun. Saatlerle ilgili o sıkıcı fıkrayı anlatır her gelişimde. B unu yaparken de am acı o kuru avutm ak değil, şiddeti ve acıyı tanım ak, işkenceyle kendini uygar sayan kurum lar arasındaki ince ilişkiyi anlamak. Brainç Brand Damgalamak Biranda ise yaramaz diye damgalandi. Biviç Beyond Ötede Bi yont su ötedeki taslari belki hazine buluruz. Insanoglu dogasi geregi topluluklar halinde yasamaktadir.